KARABÜK (TİHA)- Karabük Üniversitesi Safranbolu Devlet Konservatuarı Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Hasan Sami Yaygıngöl, yıllardır ustalıkla sürdürdüğü el yapımı müzik aletlerinin zorlukları ve geleceğiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
TİHA Muhabiri Oktay Demir, el yapımı çalgı, tasarım ve restorasyon hakkında Dr. Öğr. Üyesi Yaygıngöl ile röportaj gerçekleştirdi.
El yapımı müzik aletlerinin üretimindeki zorluklar nelerdir?
Türkiye’de çalgı yapım alanında eğitim veren kurumların sayısı oldukça az. Türkiye’de 4 üniversitede çalgı yapım, tasarım ve restorasyon bölümleri var. Anadolu Üniversitesinde, Ege Üniversitesinde, İstanbul Teknik Üniversitesinde ve Bülent Ecevit Üniversitesinde var. Türkiye için büyük bir eksikliktir. İtalya’nın Cremona kasabasında uluslarası okul var ve bu okula bağlı 4 departman var. Dünyanın en önemli çalgı yapım okuludur. Dünyanın tüm ülkelerinden gelen yüzlerce öğrenci eğitim alıyor. Buradaki potansiyeli göz önüne getirirsek ve Türkiye ile kıyaslarsak bu son derece boş bi alan olmuş oluyor. Çalgı yapım, restorasyon bölümlerinin azlığından dolayı Türkiye’de çalgı yapım alanındaki enstrüman üretiminde eksiklik olmuş oluyor. Bu sebepten dolayı enstrümanı ithalat yoluyla temin etmiş oluyoruz. Türkiye’de bu bölümler açılmış olsa ve öğrenciler yetiştirilmiş olsa bu zorluklar aşılmış olur. Dolayısıyla Türkiye’nin bu durumda büyük bir döviz kaybı bulunuyor. Geçen ay bir öğrencimize keman aldık fabrikasyon yapımı ve öğrencim 50 bin TL para verdi. Bu parayla bölüm kurmuş olsak ve yetiştirmiş olsak maliyet düşer.
“TÜRKİYE’DEN GİDEN İLK TÜRK BEN OLDUM”
Ülke nüfusuna baktığımızda yetişen eleman sayısı yok denecek kadar az. Her üniversitede en azından bir tane çalgı yapım bölümü olması gerekiyor. Örneğin biraz önce söylediğim Cremona dünyanın keman yapım merkezi ve dünyadan tüm öğrenciler oraya eğitim almak için gidiyor ve bende 1985 yılında İtalyan hükümetinin bursuyla eğitim almak için gittim ve Türkiye’den giden ilk Türk ben oldum. Daha öncesinde gidilmemiş ve ben gittikten sonra pek çok öğrenci benim referansımda gidip eğitim aldılar. İtalya’da yerleşmiş olan öğrencilerim var, oradan mezun olan ve Türkiye’de atölye açan öğrencilerimiz var. Keman yapımı maliyeti de yüksektir. Örneğin İtalya’da el yapımı bir keman yapımı fiyatı 25 bin eurodur. Bir keman restorasyonu 1500-2000 eurodur. Çalgı yapım bölümünden mezun olan öğrencilerde mezuniyet sonrası ben ne olacağım sendromu yok. Hemen gidip büyük kentlerde atölye açıyorlar.
Siz müzik aletlerinin yapımını nerede öğrendiniz?
İstanbul Teknik Üniversitesi konservatuar mezunuyum. Ayrıyeten Teknik Üniversitesi Türk müziği konservatuarının “Çalgı Yapım Bölümü” mezunuyum. Daha sonra İtalya’da çalgı yapım alanında ustalaştım. İtalya hükümetinin burslu öğrencisi olarak 2 sefer İtalya’ya gittim. 1985 ve 1990 yıllarında Uluslarası çalgı yapım okulunda kendimi geliştirdim. Bu konuda Türkiye’de ilk defa Uluslarası çalgı yapım sisteminde keman yapım ekolünü taşıdım. Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Çalgı Yapım Bölümünü kurdum. 2000 yılında faaliyete başladı ve o günden bugüne devam ediyor. Şimdi de Karabük Üniversitemizde Devlet Konservatuvarı Müdürü olarak çalgı yapım, tasarım, restorasyon bölümünü kurma çabalarımız devam ediyor. Türkiye’de senfonik orkestraları var, filarmonik orkestraları var, oda müziği orkestraları var, Türk müziği orkestralar var, halk müziği orkestraları var. Konservatuvarlarda çeşitli enstrümanları çalan öğrenciler var ama çalgı yapım onarım atölyesi yok. Bir öğrencinin enstrümanı bozulduğunda yaptırmak için bir sürü çaba sarf etmesi gerekiyor. Enstrümana zarar vermeden tamir edecek kişiyi bulması gerek ve bununda maliyeti yüksek. Bizim üniversitemizde müzik bölümündeki öğrencilerin enstrümanlarını onlara destek olup bu boşluğu doldurmaya çalışıyorum ve restorasyon konusunda da kendi öğrencilerimize destek veriyorum.
İnsanlar el yapımı müzik aletlerinin yapımını öğrenirse bu iş üzerinden geçimlerini sürdürebilirler mi?
Tabiki sürdürebilir. Her meslekte olduğu gibi çalgı yapım alanında da kendini çok iyi geliştirmesi gerekiyor. Çok kaliteli bir enstrümanı tamir ederken ona zarar da verebilirsiniz. Restorasyon konusu başlı başınca uzmanlık gerektiren bir konudur. Tamir yapabilirsiniz ama çok tarihi bir enstrümanı da tamir ederken ona zarar verebilirsiniz. Çok hassas bir iş ve ona zarar vermeden restorasyon yapmak zorundasınız. Çok geçmiş yıllarda duyduğum bir olay; çok değerli bir kemanı yanlış tamirat yaptıklarından dolayı 25 bin Euro değer kaybetmiş. Ben bu hikayeyi çok ünlü ve değerli bir orkestra şefinden dinledim. Bu enstrümanların doğruluk belgesi vardır. El yapımı enstrümanların uluslarasında ona değer kazandıran nüfus kağıdı (sertifikası) olmak zorundadır.
Sizin ürettiğiniz çalgılarda da bu sertifikalar bulunuyor mu?
Tabikide bulunuyor. Kendi ürettiğim çalgılara mutlaka sertifikasyon (doğruluk belgesi) veriyorum. Çünkü bu doğruluk belgesinde enstrümanla alakalı teknik veriler ve bilgiler, ölçümler, model bilgileri, malzeme bilgileri, yapan kişinin imzası, etiketi ve yapan kişinin sıcak mum ile basılan mührü bulunmak zorundadır. Uluslarası teknik verilerle yapıldığını ispat eden verilerin o sertifikada işlenmiş olması gerekiyor.
Ben bu işi öğrenmek istesem nereye gitmem gerekiyor, Safranbolu’da böyle bi yer var mı?
Bana geleceksin. Bunu bir proje olarak da yapabiliriz. 2 veya 3 öğrenci alarak onlara uluslarası standartlarda kaliteli yaylı çalgı yapmasını öğretebilirim. Kendinizi bu konuda iyi yetiştirirseniz maaşınızın bir kaç katı ayda para kazanabilirsiniz.
Yaptığınız el yapımı müzik aletlerinin piyasada değeri nedir?
El yapısı bir enstrümanın Türkiye’deki mali profili benim mezun ettiğim öğrencilerden duyduğum kadarıyla 5 bin Euro’dan aşağı keman yapmıyorlar. Avrupa’da 25 bin Euro. Orada standartlar farklı olduğu için orada daha pahalı.
Müzik aletlerinin tasarım süreci nasıl ilerliyor?
Önce plân ve projesini çizeceksin. Daha sonra imalat sürecine geçeceksin. İşin akademik formatı budur. Bu bir disiplin meselesi. Uluslarası standartlara vurgun bir enstrüman yapmak sabır işidir. Ben prensip olarak yılda bir tane yapıyordum. Normal piyasa koşullarında ayda bir tane yapan var ama bu bir disiplin meselesi. Hata yüzdesini sıfıra indirmek için ben yılda bir tane enstrüman yapıyordum. Bu işin manevi yönü var. Kötü bir enstrüman yapıp piyasaya sürdüğünüz zaman içinde isminiz yazıyor ve etiketiniz var. Bu sizin için kötü bir referans olur. Bu işi en hatasız ve en mükemmel şekilde imal etmeniz gerekir ki isminize leke gelmesin.
El yapımı müzik aletlerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
El yapısı enstrümanların geleceğinde umarım bölümlerimiz ve yetiştirdiğimiz öğrenciler çoğalır. Avrupa standartlarına ve dünyadaki standartlara umarım erişebiliriz. Benim en büyük arzum bu olur. Şu an Avrupa’nın gerisindeyiz bu noktada ama sayısal olarak onların gerisindeyiz. Eğitim kurumu olarak gerideyiz.
Gelecekte insanlar tarafından müzik aletlerinin yapımı yaygın olarak tercih edileceğini düşünüyor musunuz?
Evet, düşünüyorum. Çünkü ben İtalya’da yaşadım. Oradaki sistemi biliyorum. İtalya Cremona’da keman yapımcıları birinci sınıf vatandaş muamelesi görür. Bu işe o kadar çok değer verilir. Örneğin benim İtalya’daki hocamın klasik araba koleksiyonu ve villaları var. Bunu nasıl elde etti diye sorarsak bunu keman yapım sanatından elde etti.
Sizden sonra bu işi yapacak birisi var mı?
Anadolu Üniversitesinden mezun ettiğimiz öğrencilerimiz var tabii. Ama Türkiye nüfusuna oranlarsak çok az. Kimisi İstanbul’da, kimisi Ankara’da, kimisi İzmir’de iş yapıyor. Birisi Polonya’da diğeri İtalya’da kaldı.
Çok nadide ve değerli parçalar ⚜️