KARABÜK (TİHA)- Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yaşayan Yusuf Esin, 40 yaşında başladığı arıcılık mesleğini 30 yıldır sürdürüyor.
Bu mesleğe 3 kovanla başlayan, daha sonra 80 kovana kadar ilerlediğini belirten Esin, bu mesleği ilk hobi olarak başladığını sonrasında kendisini geliştirerek meslek edindiğinden bahsetti. Arıcılığa alıştıkça işini çok severek yaptığını, arılarına öz evlatları gibi baktığını bakımlarında her yıl düzenli çuvalla şeker aldığını onların hepsini arılar için kullandığını açıklayan Esin, yeri geldiğinde saatlerce onların bakımlarıyla uğraştığını ve yaşamının sonuna kadar devam etmek istediğini söyledi.
Arıcılığı gelecekte devam ettirecek gençlere mesleğin önemli noktalarını ve arıcılığın nasıl çoğaltılabildiği konularında, TİHA muhabiri Tuğba Yiğit ’e önemli bilgiler verdi.
”ÇOCUKLARIM VE TORUNLARIM İÇİN YAPIYORUM”
Şuan yaşımdan dolayı elimde olan kovaların çoğunu satmak zorunda kaldım elimde kalan kovanlar ile çocuklarım ve torunlarım için bal üretiyorum ama bırakmayı düşünmüyorum mesleğimi elimden geldiğince torunlarıma öğretip bu mesleğin ölümsüzleşmesi için elimden geleni yapıyorum.
”OĞUL ÜRETİMİYLE KOVAN ÇOĞALIR”
Arılar içeride yüksük yapıyor, ana arı yüksüğünü kraliçe arının oluşması için işçi arılar yapar. Yapılan yüksük ana arı çıkar. Bir kovanda sadece bir tane olur. Ana arı kovandan çıkar ve ağaca konar diğer arılarında onun etrafına geldikleri işlem oğul olarak da geçer, ben sonrasında onları topluyorum bir kovana koyuyorum ve böylelikle genç bir arı kolonim olmuş oluyor. 10 gün sonra tekrar bu işlem gerçekleşir böylelikle arı kovanlarımız çoğalır. Kovanın içindeki ana arı yüksüklerinin dağıtılması gerekir yoksa kovan çoğalamaz. Ana arı dışarı çıkıp havada uçarak erkek arıyla çiftleşir erkek arı ölür, bir daha yaşamaz ama ana arı kovana dönerek yavru arı üretmeye başlar.
”KOVANIN BULUNDUĞU KONUM ÖNEMLİ”
Arıların yavru ve polen toplama dönemlerine göre yerlerini değiştiriyorum. Örneğin; yavru zamanı polen lazım olduğu için çam ağaçlarının olduğu yerlere götürmüyorum çünkü çamların yanında arılar yavruyu bırakır bal ile uğraşır. Çam için güçlü arıları tercih edilir. Bal üretimi döneminde kovanlarımı hızlı bal üretimi olması için çiçeklere daha yakın yerlere koyuyorum. Ballı bitkilerin yanlarına koymaya daha çok dikkat ediyorum.
”ARILARIN ÖMRÜ 42 GÜNDÜR”
Arılar insanları soktuğu anda iğneleri ile birlikte iç organlarının bir bölümü de orada kalır. Kaldığı anda orada arı yaşayamaz. Bal arıları sadece bir defa sokabilir, sonrasında ölür. Sağlıklı bir arının ömrü 42 gündür, her 42 günde arı kendini geliştirir ama kışın 3 ay süreyle yaşayabilir yazın ise çalışırken fazla yaşayamaz.
”YAVRU ARILARIN ÖNEMLİ İKİ GÖREVİ VAR”
Yavru arıların 20 gün boyunca kovanın içinde 2 tane görevi vardır. Birinci görevi getirilen polenleri içeri taşımak ve polenlerle gelişip büyümek. İkincisi ise yazın kovanda kanatlarını çırparak kovanın içini soğutmak. Arılar 20 günün sonunda çalışmak için dışarıya çıkar.
”MESLEĞE BAŞLAMADAN ÖNCE İYİ ARAŞTIRMAK GEREK”
Öncelikle bakım ve titizlik şart. Bu arıların çeşitli hastalıkları var, onların kesinlikle bilinmesi gerekiyor. En başta dikkatlice araştırılıp öyle başlanması önem taşır. Gençlere tavsiyem şudur ki, severek yapıldığında arıcılığın keyif ile sürdürülebilecek bir meslek olduğunu söyleyebilirim.
”ARILARI ARI KÖRÜĞÜ İLE SAKİNLEŞTİRİYORUM”
Kovanları açmadan önce arı kostümü kıyafetini giyiniyorum. Kıyafetin tamamı kapalı yalnızca görüş açısı fileyle kaplı. Arıların bakımlarını yaparken onlardan korunmak için giyiniyorum. Kovanların kapaklarını açtığımda arıları sakinleştirmek için kullandığım arı körüğü denilen bir materyalim var. Materyalin içinde herhangi bir şey yakarak onun dumanı sayesinde arıları sakinleştiriyor ve ben işimi kolaylıkla bitiriyorum.
”BALIN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ”
Üretimini yaptığım doğal balın faydaları saymakla bitmez. Bir çok hastalıktan koruduğu herkes tarafından biliniyor. Ben gençliğimden beri düzenli olarak bal yiyorum ve bu yaşıma kadar hiç kendimi hasta hissettiğim bir dönemim olmadı. Tükettiğim bal gün boyunca bana enerji veriyor ve işlerimi hallederken hiç yorgun hissetmiyorum.
”ARILARIMIN DOĞADA YAŞAMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER BULUNUYOR”
Arının doğada yaşamını etkileyen çok fazla etmen bulunuyor. Turgutlu’ da çok sık karşılaştığım 2 engel arı kuşları ve arıların polen toplamak için gittiği ağaçlara zehir atılması. Arı kuşları toplu halde gezen kuş sürüsü olmakla birlikte arıların yalnızca kafalarını yiyerek arıların yaşamına son verir. Ağaçlara atılan bilinçsiz ilaçların da arılar üzerindeki olumsuz etkileri oluyor.
”ARILARIN ÜREMELERİ İÇİN ŞEKER ÖNEMLİ”
Arıcılık mesleğinde şekerli su arıların yavru üretebilmeleri için düzenli ve ölçülerine uygun veriyorum. Eğer şekerli su olmazsa arı üreyemez ve yavru arılar doğamaz. Şekerli su oranını 1 ölçek şeker ve 1 ölçek su şeklinde yapıyorum.
”BALIN DOĞAL OLDUĞUNUN ANLAŞILMASI ÇOK KOLAY”
Sahte bal arının doğal yaşamını bozarak glikoz şekeri ve başka kimyasallar ile üretiliyor. Tüketiciler sahte bal ile doğal balı 2 şekilde fark edebilir. Birincisi ılık bir suda bir kaşık bal koyarak balın suda çözünmesini gözlemleyebilirler, çözünüyorsa sahte bal olur çözünmüyorsa doğal baldır. İkincisi ise buzdolabına konulan balın donması doğal bal olduğunu gösterir. Donmuyorsa sahte bal glikoz şekeri ile elde edildiği kanısına varılır.
”HER YIL MEVSİMLERE GÖRE HASAT DEĞİŞİYOR”
Aileme ve yakın çevreme yetecek miktarda bal üretiyorum. Arı sütü ve polen üretimi yapmıyorum, yalnızca bal üretiyorum. Şuan da 50 kovan arıya bakıyorum. Her mevsimi olması gerektiği şekilde geçirdiğim dönemlerde 50 kovan arıdan 25 teneke bal üretiyorum.
Editör: Sudem Orbay