KARABÜK (TİHA) – Türkiye’de sanayileşme sürecinin ilk adımlarından biri olan Karabük Demir ve Çelik Fabrikası’nda (KARDEMİR), Türk ve İngiliz çalışanların birlikte yürüttüğü çalışmalar teknik anlamda iş birliği sağlarken; sosyal ve kültürel farklılıklar, zaman zaman gerginliklere yol açtı.
3 Nisan 1937’de, İngiliz H.A. Brassert firması öncülüğünde kurulan fabrikada, İngiltere’den gelen mühendisler ve teknisyenler yapım ve işletme sürecinde kritik roller üstlendi. Türk işçiler ise bu uzmanlardan teknik bilgi ve deneyim kazanarak sürece dâhil oldu. Ancak üretim sahasındaki bu iş birliği, sosyal yaşamda aynı uyumla ilerlemedi.

İngiliz çalışanların, dönemin şartlarına göre daha ayrıcalıklı yaşam koşullarına sahip olması, Türk işçiler arasında rahatsızlık yarattı. 1939 yılında Karabük Demir ve Çelik Fabrikası’na staj için gönderilen 16 kişiden biri olan Kimya Mühendisi Seyit Ulubay, anılarında o dönemde yaşananları şöyle aktardı; “İngilizlerin kurduğu kulüplerin girişine ‘Türkler giremez’ yazılı tabelalar asılmıştı. Yemekhanede ise Türkler ve İngilizler ayrı masalarda oturuyordu. Bu durumu protesto etmek için çeşitli tepkiler gösterdik. Ancak bu davranışlarımız İngilizler tarafından Sümerbank’a şikâyet edildi ve bizi Nazilikle suçladılar”, Ulubay’ın bu sözleri, dönemin çalışma ortamında sosyal ve kültürel ayrışmanın ne denli belirgin olduğunu ortaya koyuyor.
KARDEMİR sahasında zaman zaman ciddi gerginlikler de yaşandı. Ulubey’in anılarına göre, bu gerilimlerden biri, bir mahkûm işçinin bir Türk işçiyi yüksek fırından çıkan erimiş demir potasına atmaya çalışmasıyla patlak verdi. Büyümeden önlenen bu tür olaylar, fabrikanın çalışma ortamındaki sosyal dengeleri zorlayan önemli sorunlar arasında yer aldı.
Karabük’teki bu deneyim, iki farklı kültürden gelen işçilerin aynı işyeri çatısı altında hem iş birliği yaptığı hem de zaman zaman çatışmalar yaşadığı bir dönemi ortaya koydu. Teknik anlamda birlikte yürütülen çalışmalar ilerleme kaydederken, sosyal ve kültürel düzeydeki ayrımlar, çalışanlar arasında uzun süre tartışmalara ve anlaşmazlıklara yol açtı.

Editör: Uğur Balkan