KARABÜK (TİHA) – Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) Haber ekranlarından tanınan Oya Eren Özkan, sadece bir spiker değil; bir akademisyen, eğitmen, yarış pilotu ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde iz bırakan bir kadın figürü. İzmir’de doğup Türkiye’nin dört bir yanında eğitim aldıktan sonra Ankara’ya uzanan hikayesi, ekran arkasında görünmeyen bir mücadeleyle örülmüş Özkan’ın yaşamı, haberciliğe adanmış bir ömrün yanı sıra, tutkularıyla da şekillenmiş bir yolculuk.
Günün ilk ışığından önce başlayan mesai
Günü sabah 04.00’te başlayan Özkan için yayın öncesi hazırlık süreci, saç ve makyajdan çok daha fazlasını kapsıyor. Yayına çıkmadan önce haberlerin titizlikle kontrol edilmesi, editörlerle ve rejiyle yapılan istişareler, her sabah ekranlara çıkan birkaç dakikalık haberin ardında yatan emeğin sadece küçük bir parçası olduğunu söyleyen Özkan, “07.00’de yayına başlıyorum ama o yayının hazırlığı çok daha öncesine dayanıyor” dedi.
“Her parça bir çarkın dişidir”
Canlı yayının hata kabul etmediğini ve haberciliğin bir ekip işi olduğunun altını çizen Özkan, “İki dakikalık bir haberin arkasında onlarca insanın emeği var. Spiker olmak, o haberin sofraya getirilişi. Bu işin mutfağında ciddi bir emek var” dedi. Reji, kameraman, editör ve daha niceleriyle birlikte bir çark gibi dönen bu sistemde, en küçük aksaklığın tüm işleyişi etkilediğini belirtti.
Yarış pisti ve haber stüdyosu arasında
Sıra dışı hayatının yanında lisanlı bir otomobil yarışçısı olan Özkan, yarış tutkusunun çocukken babasıyla yaptığı uzun yolculuklarda başladığını dile getirdi. 2012 Kartepe Otokros Şampiyonası gibi birçok yarışta ödül kazanan Özkan, “Direksiyon başında bambaşka biriyim” diyerek bu tecrübesinin trafik bilincini de olumlu yönde etkilediğini ifade etti.
Duyguların ekrana yansıması
Bir haber spikeri için en zor anların başında, şehit haberleri, çocuklara ve kadınlara yönelik şiddet içerikli haberler geldiğini vurgulayan Özkan, “Deprem yayınında hepimiz ağladık” diyerek bu mesleğin sadece bir iş değil, zaman zaman duygularla başa çıkma savaşı olduğunu da vurguladı.
Geleceğin gazetecilerine mesaj: “Ustalıktan önce çıraklık”
Yeni nesil iletişimcilere tavsiyesi olan Özkan, “Yavaş yavaş öğrencilik hayatınızda yolunuzu çizerken ne istediğinizi bilin ve çıraklık yapmaktan çekinmeyin. Hemen yönetici olmayı istemek doğal ama her işin bir öğrenme süreci vardır” dedi. Staj dönemlerinde edinilen deneyimlerin, mesleki donanım açısından paha biçilemez olduğunu belirtti.
Editör: Halil Tükenmez
